Uyku apnesi nedir nasıl oluşur?
Öncelikle kilo fazlası (ki pek çok hasta böyledir) olanların kilo vermesi tedavi başarısını her şekilde çok olumlu etkiler. Ancak bu sadece “kilo ver” demekle olmaz, olamaz. İşte burada Endokrinoloji ve beslenme/dietetik bölümlerinin yardımı mutlaka gerekiyor. Çünkü, örneğin insülin direnci olan bireye sadece “kilo ver” demek yeterli olmayacaktır. Başka bir deyişle; kilolu, daha doğru tabiri ile obez hasta sadece horlamaya yönelik ameliyatlar için değil, tüm operatif işlemlerde anestezi açısından büyük risk altındadır. Demek oluyor ki kilo vermek başlı başına horlamayı, hipopne/apneleri azaltma potansiyeli olan bir yaklaşımdır. “Sana ameliyatın yararı olmaz (CPAP) uykuda solunum cihazı kullan”dediğimiz bazı cihaz kullanan hastalar bir yıl sonra “beni tanıdın mı” diyerek geliyor. 35-40 kilo vermiş. Testi tekrarlıyoruz çok uygun hale gelmiş, değerler önemli düzelme göstermiş. Yapıyoruz gerekli olan cerrahi işlemi cihazla uyuma derdinden de kurtuluyorlar.
Kısaca söylemem gerekirse horlamayı ağızdan alınarak, ağız veya buruna sıkılarak kesebilecek ilaç yoktur. Hiç kuşku yok ki apne ile beraber sistemik hastalıkları olan bireyler ilgili uzmanların verdiği ilaçlarını aksatmamalıdır.
CPAP ( Devamlı pozitif hava basıncı) cihazı: Uyku sırasında çöken dokularca hava yolunun daraldığı veya kapandığı durumda bilgisayar donanımlı pompa benzeri bir cihazla basınçlı hava ile dokunun yanlara ittirilerek havanın akciğerlere ulaştırılması prensibine dayanır. Operasyonu kabul etmeyenler, operasynun uygun olmadığı durumlarda veya yukarıda belirttiğim gibi operasyon öncesinde kullanılabilir. CPAP kullanmakta zorlanan hastalarda dil sinirinin elektrik akımı ile uyarılması da sınırlı oranda olumlu sonuçlar verebilir. Henüz gelişme aşamasındadır.
Ağız-Burun içi apareyler: Dili ve veya çeneyi öne çeken bu sayede solunum yolunu genişletmeyi amaçlayan cihazlardır. Sadece basit horlaması olan hastaların %73 -100 arasın kısmının bu cihazlardan yarar gördüğü yayınlanmıştır. Hastaların uyum sıkıntısı önemli bir sorundur.
Apneye yönelik ne tür cerrahiler yapılıyor?
Çok çeşitli uygulamalarımız var. Tanı yöntemlerimiz bize neyi göstermekteyse o demek daha doğru. Açmaya çalışacak olursak; Basit horlamadan, korpulmonale dediğimiz kalpden akciğere giden damarlarda genişleme, kalp yetmezliğine kadar varacak bir yelpazede hastalığa neden olan bir durum için bir yek yöntem olamaz. Ben çok katı kurallar içinde ameliyat yapmaya, böylece önemli ağrı da oluşturmakta olan bazı ameliyatlarımızda optimum başarıya ulaşmaya çalışıyorum. Demek ki ameliyata uygunluk kriterleri çok önemli.
Uygulanan ameliyatları başlıklar halinde sıralarsam:
- Çok uzun olması halinde küçük dil kesilmesi düşünülebilir. Bence tek başına horlamayı yapıcı veya kesilirse horlamayı giderici bir karakteri yoktur. Çok kısıtlı durumda uygulanabilir.
- Yumuşak damağa özel probu ile (enjeksiyon yapmak gibi) radyofrekans uygulanması. Tekrarlayıcı işlemleri gerektidiği için 2008 yılından bu yana tercih etmiyorum.Amacı yumuşak damağın üst ve alt mukozaları arasında nisbeten sert (skar dokusu) oluşturarak yumuşak damak geginliğinin sağlanması ve titreşebilirliğinin azaltılmasıdır. Dört veya beş uygulama (seans) sonrası başarı bildirilmekteyse de 4-5 uygulama bana cazip gelmiyor.
- Yumuşak damak implantları. Kriterleri uygun olan çok kısıtlı sayıdaki basit horlama hastalarında uyguladım. En ağrısız yöntemdir. Ancak belirttiğim gibi uygun hasta oranı çok düşüktür.
- Uvulopalatofaringoplasti: Zaman içinde değişen türleri tanımlandı ve uygulanmaktadır. Temel amaç; bademcikler büyükse alınması veya küçültülerek hava yolunu daraltıcı özelliğinden arınma ve yumuşak damağın dil kökünden uzaklaştırılarak hava geçiş yolunun anatomi elverdiğince genişletilmesidir. Bu ameliyat şeklinin alt türleri için ben radyofrekens ( 2.maddede andığımız RF tekniğinden farklı olup enjeksiyon benzeri değil kesici karakterinden yararlanmaktayız) dediğimiz yöntemi 21 yıldır kullanıyorum. Sonuçlar genel olarak iyi diyebilirim ancak Lazer uygulamasındaki kadar olmasa da ameliyat sonrası belirgin ağrı olmaktadır. Bu ağrıyı önlemek için operasyon öncesindeki gün başlamak üzere ağrı ilaçları ( preemptif analjezi) kullanıyorum. Sonrasında da kontrollü ağrı pompası uygulayarak hastanın en az bir gece hastanede kalmasını sağlıyorum. Sonrasında da ağrı kesiciler en büyük yardımcımız oluyor.
- Sert damağa yönelik ameliyatların da amacı ağrıyı miimuma indirerek yumuşak damağı öne/yukarı çekmeyi amaçlamaktadır. Ancak bu durumda sert damak kemik kısmındaki dokudan almak gerekli olmaktadır. Komplikasyoları kısmen fazladır.
- Dil köküne uygulanabilecek cerrahi yöntemler de oldukça çeşitli olmakla beraber temel amaçları, dil kökü bademciği ve/veya dil kökü dokusunun olabildiğince küçültülmesidir. Yine amaç hava yolunun açılmasıdır. Benim en sık uyguladığım endoskop yardımı ile direkt görüş altında koblasyon radyofrekans yöntemi ile gerekli alanların alınması şeklinde olmaktadır.
- Dil kaslarını alt çene kemiğine, dil ve gırtlağın bağlandığı Hyoid kemiğine yapılan ilerletme, asma (suspasiyon) tekniklerinden de gerekli durumlarda yararlanmaktayız. Alt ve üst çenenin ilerletildiği yaklaşımlar da mevcuttur.
Burunu tıkalı olanlara burun açıcı ameliyat yapılması horlamayı veya uyku apnesini giderir mi?
Basit horlamaya kısmen katkısı olabilir. Burun solunumuna geçilip ağız kapanınca horlama azalabilir. Ancak tamamen geçirilemez. Hele de apne/hipopneye katkısı olamaz. Ancak tıkalı burunun gereken yaklaşımla açılması hasta konforunu doğal olarak artıracaktır.
Operasyon ne kadar sürüyor?
Yapılacak işleme göre çok değişkendir. Kabaca, implantta olduğu gibi birkaç dakikadan birkaç saate kadar denebilir.
Hastanede kalmak gerekir mi?
Basit horlama hastaları aynı gün çıkabilirler. Genellikle onlarda bir sorun beklenmez.
Ama bu sorunun iki önemli cevabı var.
- Solunumsal sıkıntı indeksi 40 üzerinde olanlar, ek sistemik sorunları bulunanlar mutlaka ilk geceyi yoğun bakımda geçirmelidir. Bunu 20 – 40 arasında olanlar için de düşünebiliriz ek sistemik bulguları, obezite kriterleri doğrultusunda.
- Daha uygun olan hastalarım için ağrı kontrolünü sağlamak üzere (durumları iyi görünse bile) ağrı kontrol pompası uygulanarak damar yolu ile ağrı gidermeye çalışmak çok uygun oluyor.
Buradan anlaşılacağı gibi en az bir gün veya duruma göre daha fazla yatmak da gerekli olmaktadır.